admin Or General
Mesaj Sayısı : 1266 Rep Gücü : 0 Doğum Tarihi : 01/08/86 Kayıt Tarihi : 15/09/09 Yaş : 38 Nerden : Isparta
| Konu: Stronghold 2 Salı Ara. 01, 2009 4:39 pm | |
| | : Stronghold 2 |
| : Mevcut |
| : Sanal Sürücü |
| : Max Payne |
| : 3 (200 MB) |
İşlemci : 1.4GHz CPU RAM : 256 MB RAM Ekran Kartı : 32 MB VRAM Boş Hafıza Alanı : 2500 MB Sistem : Windows 95/98/2000/ME/XP DirectX Versiyon : v9.0c Kaleler bir oyunda hiç bu kadar önemli bir hal almamıştı. Gelişebildikçe gelişip, kanımızın son damlasına kadar savaşmalı ve düşmanların kalemize bayrak dikmelerini engellemek mecburiyetindeyiz. Çünkü bütün bir devlet oradan yönetiliyor, devletin başı olan Lord?umuz hayatını burada idame ettiriyor. Ufuktaki düşmanlar buradan belirleniyor, Lord bütün emirlerini buradan dağıtıyor. Eğer bir devletin kalesi düşerse, o zaman işler hiç iyi gitmez ve düşman bizi çok çabuk indirebilir. İşte Strongold 2?deki hikaye, tamamen bu kalıp üzerine kurulu. Bir yandan kalemizi korumaya ve güçlendirmeye çalışırken, diğer yandan hem ekonomik, hem de askeri olarak gelişip düşmana kök söktürmemiz gerekiyor. Çok uzaklarda biriken bir ordu RTS türündeki oyunumuzda, ana kalemizin dışında, bir de ana karakter rolündeki Lord?umuz bulunuyor. Görevleri yaparken bize koşulan şartlardan en önemlisi, Lord?un kesinlikle ölmemesini sağlamak. Bu yüzden, oyun esnasında bu ikisine özellikle önem vermemiz gerekiyor. Ana menüde ?Play? tuşuna bastığımız zaman, karşımıza 2 çeşit campaign türü geliyor. ?The Path of Peace?i seçtiğimizde, burada savaş namına pek birşey yok. Amacımız sadece, kalemizi ekonomik yönden geliştirmek ve köylülerimizin mutluluğunu maksimum yükseltmek. ?The Path of War?da ise, olay genel olarak savaştan ibaret oluyor. Bazı görevlerde, bir grup teröristi öldürmemiz yeterken, görevler ilerledikçe, daha zorlu olarak hem kalemizin ekonomik yönüyle ilgilenmeli, hem de ordumuzu kurup savunma / saldırı moduna geçmeliyiz. The Path of Peace?i seçtikten sonra da karşımıza 3 opsiyon geliyor. Sim Campaign ile, çeşitli senaryolarda başarı sağlamaya çalışıyoruz. Bu kısımda savaş olmadığı için, görevler genelde bir binayı zamanında inşaa edebilme ya da belirli miktarda bir ürünü toplayabilme gibi çeşitlerden oluşuyor. Free Build modunda, herhangi bir senaryo kaygımız bulunmuyor. Elimizde sınırsız kaynağımız var ve bütün inşaa edebileceğimiz binalar da açık. Burası bir nevi alıştırma kısmı gibi. Çeşitli stratejiler deneyebilir, kalemizi ne gibi binalar ve taşlarla koruma altına alabileceğimizi belirleyebiliriz. Burada son olarak bir de Custom Maps kısmı var, burada kendi haritalarımızı yaratıp oynayabiliyoruz. Diğer bölüm The Path of War?un da kendine has kısımları var. Campaign kısmında ?Lost King? hikayesini oynuyoruz, bölüm bölüm ilerleyerek yine bize verilen görevlerde başarı sağlamaya çalışıyoruz. Burada aslında görevler ilerledikçe, ekonomi öğeleri de devreye giriyor. İlk önce ekonomimizi sağlam hale getirip iyi bir ordu kurmalı, daha sonra da maruz kalacağımız saldırılara karşı koymamız gerekiyor. Aynı şekilde, bizden de saldırılar beklenecek. Kingmaker kısmında, kendi görevlerimizi tasarlıyor ve bunlar içerisinde mücadele ediyoruz. Siege ise, sıkı bir kale saldırısını içeriyor. Custom kısmı, yarattığımız ve yaratabileceğimiz haritaları içeriyor. Hepsinden önemlisi ise, daha önce Stronghold oynamayanların alışması için The Path of War ve Peace?ten farklı olarak bulunan bir Tutorial var, ancak ne kadar yeterli orası bir muamma. Genelde yaptığım gibi ilk olarak Tutorial?a bakmayı tercih ettim. Burada temel mantıktan ve yapmamız gerekenlerden bahsediliyor ve uygulamalı olarak da bizlere yaptırılıyor. Oyuna başlar başlamaz yapmamız gerekenler hakkında fikir sahibi oluyoruz, ancak Campaign?lere ilk başladığımız anda aslında buradaki bilgilerin tam olarak yeterli olmadıklarını anlıyoruz. Belki de yapımcılar, geri kalan öğeleri kendimizin keşfetmesini bekliyor olabilirler ancak bu süre içerisinde Campaign?deki durumumuz pek de iyiye gitmiyor. Daha öğretici bir Tutorial hazırlanması sağlıklı olurdu. Bu durum beni fazlaca soru işaretine itti ve Tutorial?e dönüp, ?Acaba birşeyi yanlış mı öğrendim?? gibilerinden stres yaptım. Üret üretebildiğin kadar Stronghold 2, 3D grafiklerden oluşuyor. Kamerayı, mouse?umuzun scroll tuşuna basılı tutarak istediğimiz yönlere çevirebiliyor, daha da önemlisi iyi seviyede Zoom In / Out yapabiliyoruz. Haritanın içine kadar Zoom yaptığımızda, elemanlarımızın hareketlerini daha detaylı görebiliyoruz ancak burada da ufak tefek hatalar yok değil. Yine de, oyunun bizlere sunduğu görüş alanı oldukça tatmin edici, istediğimiz yere istediğimiz zaman ulaşabiliyoruz. Daha önce de belirttiğimiz gibi genel amaç, kalemizi korumakla birlikte, ekonomik olarak üst düzey hale gelmek ve bu bağlamda tüm köylülerimizin de memnuniyetini, esenliklerini sağlamak. Bunları yapabilmek için, ekonomik anlamda uğraşmamız gereken birçok öğe var. Aslında kale korumanın dışında, oyunun büyük bir kısmını bunların oluşturduğunu söylemek hiç de yanlış olmaz. Başlangıçta sınırlı sayıda köylümüz var ve biz yeni evler yaptıkça, yenileri de ortaya çıkmaya devam ediyor. Üretilebilecek birçok yiyecek ve materyal mevcut. Ayrıca, gelişmek ve kaynaklarla donanmak için köylülerimizi de çeşitli işlere monte etmemiz gerekiyor. Aslında bu işle özel olarak uğraşmamıza hiç gerek yok, Stronghold 2 bunun üstesinden rahat bir şekilde geliyor. Yapılarımızı oluşturmak için tahta ve taş gibi kaynaklar toplamamız, bunları da depo etmemiz gerekiyor. Ağaçların etrafına, odunları işlemek üzere testereler yerleştirdiğimiz zaman, boşta bulunan işçiler, yerleştirdiğimiz testere sayısına göre buralara geliyorlar. Tabii bu olay sırf testere için geçerli değil. Taş ya da yün tesisleri kurduğumuzda, çiftlik kurduğumuzda ya da et toplamak için avcı çadırı yaptığımızda, sayılarına göre köylülerimiz, tüm işlere eşit olarak koşuyorlar. Yani bizim özel olarak onları şuraya buraya diyerekten görevlendirmemize hiç gerek kalmıyor, bu da bizi bir bevi külfetten kurtarıyor. İnşaa edilebilecek birbirinden farklı binalar var. Bunlar da; askeri, sivil, endüstriyel gibi kategoriler altında toplanmışlar. Endüstriyel alandaki binalarımız, genelde ekonomik alanda gelişmemizi öngören binalardan meydana geliyorlar. Sivil binalar da, evler ya da köylülerimizin yaşam standartını kolaylaştırmak ve daha iyi hale getirmek için bulunan yapılardan oluşuyor. Tabii tüm bu ekonomik gelişmelerin yanında, askeri olarak gelişmemiz de çok önemli. Barrack ya da Armory gibi binaları kurduğumuz zaman, iş dağılımı sisteminde olduğu gibi boşta duran adamlarımız, ürettiğimiz birime dönüşüyorlar. Ana ekranda kullandığımız inşaa menüsünün dışında, sağ tarafta bulunan kitaba tıklayarak, hangi materyalleri ürettiğimizi ve köylülerimizin ne durumda olduklarını daha ayrıntılı biçimde görebiliyoruz. Ürettiğimiz binaların bazılarına tıklayarak da çeşitli işlemler gerçekleştirebilmek mümkün. Bazı yiyeceklerin üretimini arttırmak ya da alım / satım yapmak gibi. Mutlu Köylü=İyi devlet Aslında köylülerimiz konusunda takip etmemiz en önemli kısım, en sağ üst kısımda bulunan ikon. Burada, köylülerimizin mutluluk durumu gösteriliyor. Ne kadar çok materyal üretip satarsak, ya da üretilen yiyecek miktarı ne kadar fazla olursa, köylülerimizin mutluluğu da buna paralel olarak tavan yapıyor. Et avlamaları için avcıları görevlendirdikten sonra, üstüne bir de elma çiftliği üretirsek, çeşit artmış oluyor ve köylüler de seviniyor. Altın, oyundaki olmazsa olmazlardan. Bazı binaları ve askeri birimlerin genelini üretmek için, altın harcıyoruz. Altınları elde etmek için, Treasure binasını kurup, vergi sistemini buradan ayarlamak gerekiyor. Böylece köylüler bizlere belirli aralıklarla vergiler ödüyorlar. Takdir edersiniz ki, vergi miktarını arttırdığımız zamanlarda, köylülerin mutluluğu da azalıyor. Bu yüzden, başımız çok fazla sıkışmadıkça, normal miktarda vergi toplamak uygun olacaktır. Para kazanmanın en uygun ve zevkli yollarından birisi de, kurduğumuz marketler ve yaptığımız transporter?larla ticaret yapmak. Bazı ürettiğimiz materyalleri satarak ya da diğer köylere yollayarak ticaret yapabiliyor, böylece hazinemizi daha da güçlendirebiliyoruz. Olayların bu şekilde birbirine entegre olarak gelişmesi, oyunu daha da gerçekçi kılıyor. Bir de şeref seviyemiz var ki, ona az sonra değineceğim. En önemli hususların başında kalemiz ve Lord?umuz geliyor. Görevler başladığında, Lord?umuz kalenin tepesinde duruyor. Ordular ürettikçe, Lord?u onların başına atamak ve beraber daha güçlü bir ordu oluşturmak mümkün. Bunun dışında, kalemizi korumak için sadece askerlerimizi kullanmayacağız. Kalemizin etrafına, çeşitli şekillerde ve yapılarda surlar çekmemiz lazım. Yeri geldiği zaman ağır saldırılara maruz kalınabilir ve zor durumda kalabiliriz. Diğer bir koruma yönetmi olarak, kalemizin tepelerine, bizi yukarıdan koruyabilecek birlikler yerleştirilebilir. Tabii, okçu ve uzaktan saldırı birlikleri, bu görev için biçilmiş kaftan olacaklardır. Stronghold 2?de, kendi ana devlet üssümüzün dışında, çevremize kurulmuş olan ve oyunda ?Estate? olarak geçen bölgeleri de alabiliyor, buradaki üretim ve ticaret olanaklarından da faydalanabiliyoruz. Bizde üretilmeyen bir yiyeceği, buralardan getirtebiliyor, ya da kaynak ihtiyacımızı buralardan da giderebiliyoruz. Harita üzerinde fazlaca estate?e sahip olmak, bizi ekonomik açıdan daha iyi konumlara getirecektir. Tabii buraları alabilmenin, ücret olarak belirli bir karşılığı olduğu gibi, şeref puanımızın da yüksek olması gerekiyor. Şeref puanı, köylülerimize davranış şeklimize, ekonomimizin düzenli olmasına ya da öldürdüğümüz haydut ve düşmanlara göre artış gösteriyor. Özellikle, düşman birliklerini yok etmek, bu konuda bizi avantajlı hale getirecektir. Şeref puanımızı ne kadar yüksek tutarsak, devletimizin gidişatı da bu derece iyi olacak ve görkemli hale gelecektir. Kale sizlere emanet Müzikler, tarihi bir süreçte olduğumuzu belirtir cinsten ve kulağa da gayet hoş geliyorlar, ancak aynı şey sesler için pek mümkün gözükmüyor. Üzerlerine tıkladığımız köylülerimiz, İngilizce?yi çok garip bir şive ile konuşuyorlar, ancak oldukça kaba ve komik duruyor. Ayrca, bazı çarpışma sesleri de kulağa heyecanlı ve hoş gelen cinsten değiller. Bunların dışında, ara demo?lar ise olumlu denebilir. Ayrıca, ilk başta karşınıza çıkan yükleme ekranının uzun olması ise, ufak ta olsa bir handikap. Bir strateji oyunu olarak Stronghold 2, ortalamanın üzerinde. Özellikle ekonomi konusunda vereceğimiz uğraş ve daha sonra bu ekonomik uğraşı iyi bir ordu için kullanacak olmamız, Stronghold 2?yi zevkli bir hale getiriyor. Settlers serisi ile Age of Empires klasiğinden çeşitli alıntıları olan oyun, kendisi de orjinal birşeyler katmaya çalışmış ve sonuçta karşımızda alıp oynanabilecek bir yapım duruyor. Altin kazanmak için; - Yeteri kadar tas ve altin buldugunuz zaman bir KILISE veya MANASTIR yapin. - Oyunu oynarken P tusuna basarak PAUSE konumuna getirin. - Sol alt bölümdeki silgiyi seçerek KILISE veya MANASTIRIN üstüne getirip fare nin sol tusuyla tiklayin. - Ne kadar çok tiklarsani o kadar çok altininiz olur. - Tekrar P ye basarak oyuna dönün. - Fakat oyuna döndügünüzde KILISE veya MANASTIR silinmis olacaktir. Link Kodu: [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Link Kodu: [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Diğer partlar silinmiştir Alternatiflerden indirin 1-2. partları Link Kodu: [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] | |
|