admin
Or General
Mesaj Sayısı : 1266
Rep Gücü : 0
Doğum Tarihi : 01/08/86
Kayıt Tarihi : 15/09/09
Yaş : 38
Nerden : Isparta
 |  Konu: Warhammer 40000: Dawn of War  Salı Kas. 17, 2009 12:42 pm | |
|  | : Dawn of War |
 | : Mevcut |
 | : Sanal Sürücü |
 | : Max Payne |
 | : 7 (200 MB) |
 Minimum; İşlemci: PIII 1.4GHZ or equivalent RAM: 256MB Ekran Kartı: 32MB Hard Drive Space: 2GB Operating System: Win 98/2000/XP/ME DirectX Version: v9.0b Önerilen; İşlemci: P4 2.2GHZ or equivalent RAM: 512MB - required for 8 player games Ekran Kartı: 64MB Hard Drive Space: 2GB  Her
sene olduğu gibi 2007 yaz ayı yine oyun dünyası üzerindeki yakıcı
etkisini gösterdi. Yaz boyunca piyasadaki iyi diyebileceğimiz oyun
sayısı bir elin parmaklarının sayısını aşamadı bana göre. Artık
alıştığımız üzere firmalar pazarlama taktikleri nedeniyle oyunları
sıcak yaz aylarında değil de havaların soğumaya başladığı, okulların
açıldığı ve insanların evlerinde daha çok zaman geçirdikleri tarihlerde
piyasaya sürmeyi uygun gördüler. Bu nedenle birkaç oyun türü dışındaki
oyun türlerinden hoşlanalar yaz aylarını kitap okuyarak ya da eski
oyunlara yönelerek geçirdiler. Şanslı türlerden biri bana
göre FPS"ydi, bu türden hoşlanalar bu sene FarCry adlı oyunla yaza
girdiler ve bir kaç ay önce de Doom"un yeni oyunu raflardaki yerini
aldı. Sanıyorum bu iki oyun onları bütün yaz idare etmiştir, en azından
strateji severler kadar sıkılmalarını engellemiştir. Kendimi de içine
kattığım bu grup için yaz ayları gerçekten ızdırap gibi geçti, dişe
dokunur (bana göre) tek bir oyun bile yoktu piyasada. Onun için
zamanımı arşivimde olmayan yada kaybolmuş (hacılanmış) eski oyunları
internetten indirerek geçirdim. Imperialism 2 ya da Dungeon Keeper
2"nin cd"lerini tekrar ellerimde görmek, bir türlü oynama şansına
ulaşamadığım Total Annihilatton Kingdoms oynayabilmek sıcak yaz
aylarının en güzel anlarıydı diyebilirim. Neyse ki Eylül
ayıyla beraber yeni, ancak bu kez iyi oyunlar bir bir dökülmeye
başladırlar Kohan 2, Rome: Total War ve birazdan inceleyecek olduğumuz
Warhammer 40,000 Dawn of War strateji türünden biraz bile hoşlananların
arşivlerinde mutlaka bulundurmaları gereken oyunlar. Yapımcılar bu üç
oyunu keşke birbirine bu kadar yakın zamanlarda piyasaya sürmeselerdi
de her oyunu tadını çıkararak oynayabilecek zamanımız olsaydı. Giriş
kısmını biraz uzun tuttuk, dilerseniz artık incelemekte olduğumuz
oyunumuz Warhammer 40,000 Dawn of War"a geçelim (Yazının bundan sonraki
kısmında kolaylık olması için Dawn of War diyeceğim hemen belirteyim.)
Oyunumuz adından da anlaşılacağı üzere Warhammer 40,000 dünyasında
geçmekte (esasen dünya değil evren dememiz daha doğru). Hiç
bilgisi olmayanlar için Warhammer 40,000"i açıklamak gerekirse; Çok
yavan bir tanımlamayla, rol yapma oyunlarındaki (rpg) ırkların
gelecekteki halleri diyebiliriz. Bir elinde tabanca diğer elinde ise
koca bir balta olan bir ork"un üzerinize geldiğini düşünürseniz ne
demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Ancak rol yapma oyunlarının
geleceği derken sadece insanlar, orklar, elflerlerin olduğunu sanmayın.
Warhammer 40,000"de bir dünyadan değil koca bir evrenden bahsediyoruz.
Sonsuz uzayın dört bir yanından gelen yeni ve adını hiç duymadığınız
pek çok ırk sizi perişan etmek için an kollamakta. Bu
karmaşanın içinde iki tanıdık yüz, insanlar ve orklar savaşa kaldıkları
yerden olanca güçleriyle devam ediyorlar. Olanca güçleriyle diyorum
çünkü 41. milenyumda evrendeki tüm topraklar savaşın bir parçası, tam
bir kaos ortamı hüküm sürmekte. Bitmek bilmeyen savaş ve yıkımlar
nedeniyle evren gittikçe daha fazla kana bulanıyor. İşin güzel kısmıysa
bu kadar ileri teknolojilere rağmen hala makineli tüfeklerin yanında
kılıçlar ve parlak zırhlar, tank ve topların yanında büyüler iş
görmekte. Herkes hala kendilerini kurtaracak bir kahramanın gelmesini
bekliyor ve işte bizde bu kahraman olmaya çalışıyoruz  Warhammer
40,000 masaüstünde uzun süreden beri oynanmakta olan bir oyun. Kendine
has bir hayran kitlesine sahip olsa da ne yazık ki ülkemizde diğer
masaüstü oyunlarda olduğu gibi fazla kendini gösteremedi. Şimdi bir RTS
ile bilgisayar dünyasına da girmesi eminim ki masaüstü oyununun
tanınması içinde yararlı olacaktır. Rol yapma oyunlarının sadece
şövalyeler, okçular, büyücülerden ibaret olmadığını, işin içine
teknoloji girse de güzelliğini koruyabileceğini herkese göstermek için
Dawn of War iyi bir örnek. Masaüstü oyununda bildiğim
kadarıyla 13 ırk bulunmasına rağmen Dawn of War"da sadece 4 ırk
seçebilmekteyiz. Bu ırklar; Space Marines, Chaos Marines, Space Orks ve
Eldar. İlk başta bu 4 ırk yeter de artar gibi gözükse de aslında
Warhammer 40,000 evreninin ne kadar geniş olduğunu göze aldığımızda
yetersiz kalmaktalar. Bana göre yakın zamanda çıkacak bir ek görev
paketiyle Tyranids ve Tau ırklarıda oyuna eklenecektir. Dilerseniz
oyundaki bu 4 ırkın özelliklerine hep beraber biz göz atalım. Space
Marines, Warhammer 40,000 evreninde insanların en korkulan
savaşçılarıdır. Aldıkları sıkı askeri eğitim ve uğradıkları genetik
değişim sayesinde yapamayacakları hiçbir şey yoktur. Zaten bu nedenle
karşılarındaki onca düşmana rağmen az sayıdaki kuvvetleriyle
kendilerini koruyabilmişlerdir. Chaos Marines ise
imparatorluk içinde 10,000 yıl önce çıkan bir iç savaş neticesinde
kurulmuştur. İsyankarlar Space Marines"den ayrılmış ve kötülük
tanrılarıyla iş birliğine girerek imparatorluğu ele geçirmeye
çalışmışlardır. Kötülük tanrılarıyla yaptıkları ortaklık onlara büyük
bir güç ve kara büyünün kapılarını açmıştır. Chaos Marines gerçekten
güçlü bir düşmandır. Space Orks tarihin bu zamanına kadar
gelebilmeleri bile onların aptal yeşil devler olmadığının bir
göstergesidir bence. Akıllarında sadece savaşmak olan bu ırk, düşman
bulamadığı zaman kendi içinde kan dökmeye başlar. Teknoloji olarak
diğer ırklardan biraz geri sayılsalar da, savaş tutkuları ve sayıca
fazlalıkları sayesinde bu açığı çabucak kapatırlar. Normalde kabileler
halinde yaşayan bu ırk, büyük bir lider çıkıp olanları bir araya
toplayınca büyük istilaya yani "Waaagh"a başlar. Bu sırada bütün orklar
kana susamış birer savaşçı halini alır. Oyunumuzda bu özellik farklı
bir şekilde kullanılmış, bunu hemen belirteyim. Bir zamanlar
bütün evren tek hakimi olan Eldar ırkıysa artık eski gücünden uzak
görünüyor. Yine de bu durum onların kolay lokma oldukları anlamına
gelmez. Neticede onlar halen evrenin en ileri teknolojilerine sahipler
ve her birlik kendini belli bir konuda eğiten eşsiz savaşçılardan
oluşur. Psişik güçleri ise diğer bütün ırkların üzerindedir, bu güç
olanları daha da tehlikeli hale getirir. Evet oyunumuzda
seçebileceğimiz ırklar kısaca bunlar. Dawn of War uzun zamandır
gördüğüm en güzel açılış videosuyla başlıyor. Space Marines ve Orkların
bu videodaki görüntüleri oyunun bütününü yansıtıyor aslında. Kılıçlar,
baltalar, makineli tüfekler ve alev silahları havalarda uçuşuyor ve
arkada Space Marines taşıyıcı gemileri drop pod"ların inanılmaz
görüntüsü. Bu videoyu izleyip gaza gelmemek hakikaten mümkün değil. Oyunumuzun
konusundan kısaca bahsetmek gerekirse; Tartarus gezeninde birden bire
başlayan ork saldırılarını engellemekle görevlendirilen Space Marines
grubu Blood Raven"ın bu gezegene gönderilmesiyle başlıyor oyunumuz.
Tabi ki ilk başta basit gibi görünen ork saldırılarının arkasında
aslında neler olduğu oyunun ilerleyen bölümlerinde karşımıza çıkıyor. Dawn
of War"ın oynanışından biraz bahsetmek gerekirse, diğer RTS"lerden
biraz farklı olduğunu görüyoruz. Bunun sebebi klasik kaynak toplama
işleminin biraz değiştirilmiş olması. Oyunumuzda iki temel
kaynak söz konusu bunlardan birincisi elektrik, power plant yaparak
üretimini sağlayabilirsiniz. Sağlam bir şekilde elektrik üretebilmek
için özel bazı noktalara (ki daha sonra değineceğim) büyük
bir power plant kurmanız gerekiyor, bu sayede elektrik sorununuz büyük
oranda çözülüyor. Oyundaki diğer kaynaksa artık ne kadar kaynak
diyebiliriz bilemiyorum; stratejik noktalar. Bu stratejik noktalar
haritada değişik renklerle belirlenmiş durumdalar, her renk farklı bir
özelliği temsil ediyor. Bu stratejik noktalara askerlerimizi gönderip
ele geçirmeli (askerler seçiliyken sağ tuşla o noktaya basmanız
gerekiyor) daha sonra işçilerinizle üzerlerine Listening post dikip
korumalısınız. Bu sayede sürekli bir gelir elde ediyorsunuz, ne kadar
çok stratejik nokta elinizdeyse o kadar çok verim alırsınız. Zaten Dawn
of War"da temel amaç bu stratejik noktaları koruyabilmek, elinizde ne
kadar çok stratejik alan varsa oyunu kazanmanız şansınız o kadar
yüksektir. Birim yönetimine gelince, yapımcılar burada da
ufak bir değişiklik yaparak oyunun akışını değiştirmeyi başarmışlar.
Askeri binalardan yeni bir ünite çıkartmak istediğinizde tek ünite
yerine 2 veya 4 ünite çıkıyor. Bir üniteyi seçtiğinizde hepsini seçmiş
oluyorsunuz, daha sonra ilk çıkış sayılarına göre 4 veya 8 kişi
yapabiliyorsunuz ünitelerin sahip olduğu upgrade menülerinden. Sadece
herolar, özel bazı üniteler ve ağır silahlar tek olarak çıkıyor ama
ağır silahlar dışındakileri daha sonra isterseniz bir gruba dahil
edebiliyorsunuz. Bu sayede oynanabilirlik çok kolay bir duruma
getirilmiş, tek bir birime tıklayarak bulunduğu bütün birliği seçmiş
oluyorsunuz. Ancak bu nedenle bir birliği bölme durumunuzda ortadan
kayboluyor; 8 kişilik bir grubun dördünü bir tarafa dördünü diğer
tarafa gönderemiyorsunuz. Oyun daha çok infantry yani piyade
birliklerinin üzerine kurulu, bu nedenle tank ya da benzeri ağır
silahlardan sınırlı sayıda üretebiliyoruz. Ancak bu sınırlı sayı bile
oyun üzerinde büyük etkiler yaratıyor, gerekli önlemleri almazsanız
piyadeleriniz ağır silahlar önünde deyim yerindeyse sapır sapır
dökülüyor. Çoğu durumda piyadeler ağır silahların önünde aciz kalıyor,
bu silahların belli bir sayıda tutulması oyun için çok iyi olmuş. Piyade
savaşlarına gelince işte gerçek eğlence burada ortaya çıkıyor.
Birbirlerini gördükleri anda ateş etmeye başlayan birlikler, aradaki
mesafe azaldığında kılıç ya da baltalarını çıkartıp birbirlerini
biçmeye başlıyorlar. Gene yaptığınız upgrade"ler neticesinde bu savaşa
alev silahları, el bombası, ağır makineli gibi silahların girmesini
sağlayabiliyorsunuz. Her ünitenin birkaç değişik saldırı
şekli var, örneklemek gerekirse; düşmanın yaklaştığını hisseden bir
Chaos Sorcerer büyü güçlerini kullanarak kendini dev bir iblis olan
Bloodthirster"a dönüştürüyor. İblis karşıdan gelen ork birliğini bir
vuruşuyla sağa sola fırlatıyor. İçlerinden kendisine yakın mesafede
durma bahtsızlığını gösteren bir tanesini yakalıyor ve kılıcını karnına
sokarak parçalara bölüyor. Daha sonra hiçbir şey olmamış gibi dönüp
birlikten arta kalanlarla yüzleşiyor. İşte büyün bu sahneyi oyunun
akışı içinde görmeniz mümkün, daha başka ne söyleyebilirim ki? Askerlerinizin
altında iki tane bar göreceksiniz yeşil olan canlarını gösterirken,
daha aşağıdaki mavi bar ise morallerini gösteriyor. Bu bar tam olarak
dolu olduğunda askerleriniz daha uzun süreli savaşıp daha az zarar
alırken, boş olduğunda düşmana yakalanmamanızı tavsiye ederim. Askerler
savaşmadıkları sürece bu bar yavaş yavaş dolmaktadır. Haritadaki
belli noktalarda askerleriniz korunabiliyor, yani açılan ateşten daha
az etkileniyor. Çukurlar, ağaçlar, binalar askerlerinizin korunması
için iyi birer sığınak. Suda ise bunun tam tersi bir durum söz konusu,
askerlerimiz açılan ateşten maksimum düzeyde zarar alıyor, buna dikkat
diyorum. Grafik ve sesler ile oyuna bir artı puan daha
veriyoruz. Uzun süreden beri gördüğüm en başarılı 3D grafiklere sahip
Dawn of War. Kamera 360 derece döndürülebiliyor ve zoom yapılabiliyor.
Ağır silahların yada güçlü büyülerin sonucunda yer yüzünde değişimler
gerçekleşiyor, büyük çukurlar açılıyor binalar yıkılabiliyor. Yok
ettiğiniz ağır silahların enkazları bir süre ortalıkta kalabiliyor. Bir
karşılaştırma yapmam gerekirse WarCraft 3"ün daha temiz grafiklere
sahip olanı diyebilirim Dawn of War için. Savaşlar asla WarCraft"taki
kadar karışık hale gelmiyor, hangi ünitenin nerede olduğu her zaman
belli. Zaten oyunu ancak WarCraft"la karşılaştırabiliyoruz çünkü ne
StarCraft kadar detaylı ne de C&C: Generals kadar düz bir oyun. Ne
kadar doğru olacak bilemiyorum ama Dawn of War biraz arcade bir
strateji, yani güçlü bir ekonomi kurmaya, dev ordular yaratmaya gerek
yok. Asker üretip saldırıyorsunuz ve bunu son derece kısa bir sürede
maksimum eğlenceyle yapabiliyorsunuz. Oyunlar saatlerce sürmüyor,
insanı yormuyor ama sürekli tetikte olmanız lazım, çünkü saldırının ne
zaman nerden geleceği hiç belli olmuyor. Aynen WarCraft"taki gibi
inanılmaz savunmalar kurulamıyor. Yine WarCraft"taki gibi hero"larımız
var ama bu sefer onları kaybetmek çok kolay. Yanlış zamanda yanlış
yerde olan bir hero için de yapabilecek fazla birşey yok, göz açıp
kapayıncaya kadar ölebiliyorlar. Seslere gelince insanı
rahatsız etmeyen ve sıkmayan sesler kullanılmış oyunda. Her ırk için
farklı seslendirme kullanılması normal ama her ünite için birkaç
değişik ses kullanmaları iyi olmuş. Bu arada ork seslendirmeleri
özellikle dikkat edin diyorum kelimeleri kendilerince yorumlamaları çok
hoş (rokkit launcha). Müzikler yerine göre insanı gerçekten strese
sokabiliyor ya da baya bir gaza getirebiliyor, ama keşke daha fazla
müzik olsaydı diyorum. Bir müddet sonra insanı sıkabiliyorlar. Bu
kadar övgü dolu sözlerde bahsettik Dawn of War"dan peki hiç mi kötü
özelliği yok, var tabi ki. İlk olarak oyunda sadece Space Marines
campaingi"nini oynayabiliyoruz, diğer ırklarla ilgili herhangi bir
görev yok. Bu büyük bir handikap oyun bir müddet sonra sıkıcı
olabiliyor, çünkü sürekli Space Marine"lerle oynamak zorunda kalıyoruz.
Senaryodaki zayıflıklar "acaba sadece grafiklere mi kasmışlar?"
sorusunu akla getiriyor. Ayrıca 4 ırk da bir müddet sonra yetmiyor.
Umarım yakın zamanda çıkaracakları bir ek görev paketiyle bu iki soruna
da bir çözüm getirirler. Bu kadar güzel grafikler var dedik,
bunun sonucu olarak oyun bir strateji oyununu göre biraz yüksek bir
sistem istiyor. Tadını çıkarak oynamak için AMD 2.5Ghz işlemci 512 MB
Ram ve 1.5 Gb"lık harddisk alanı gerekiyor ki bu da bir strateji
oyununa göre yüksek bir sistem bana göre (daha düşük bir sistemle de
oyunu çatır çatır oynayan arkadaşlar olabilir, önlerinde saygıyla
eğiliyorum). Dawn of War esansında çok uzun süredir
beklediğim(iz), abi bir çıksa fırtınalar koparacak dediğim bir oyun
değildi. Oyunun piyasaya sürülmesinden bir hafta kadar önce
screenshot"larını görme fırsatım oldu, o zaman bile, ya bu 3D strateji
oyunlarının çıkana kadar ne oldukları belli olmaz, inanılmaz
güzellikteki bir screenshot"la gaza gelirsiniz ama oyun hiç de
beklediğiniz gibi olmaz demiştim. Şükür ki öyle bir durum söz konusu
olmadı, Dawn of War, deyim yerindeyse taş gibi bir oyun. Hatta, 3D
strateji oyunlarının artık ne düzeye geldiğini görmemiz açısından iyi
bir örnek bana göre. Oyunu multiplayer olarak da oynamak mümkün ancak
aldığım duyumlar herkesin rakip bulmakta zorlandığı yönünde, tabi ki
bunu oyunun daha yeni çıkmasına da verebiliriz.  Bütün
bölümleri açmak için - Öncelikle değişiklik yapacağımız bütün
dosyaların birer yedeğini alın. Daha sonra oyunu yüklediğiniz yerdeki
Dawn of War\Profiles klasörü açın ve kullanacağınız profili seçin
(adını unutmayın). Daha sonra \W40k\singleplayer\campaign\state1
klasörüne gidip campaignstate.lua adlı dosyayı not defteri/notepad
yardımı ile açın. Orada değiştirmeniz gereken iki satır var.
"maxmission = #" ve "scenario = #" satırları. Sadece # olan yere 1-11
(En fazla 11) arası bir sayı girin ve her iki yerdeki sayının aynı
olmasına dikkat edin. Aynı serilerdeki Netload, Rapidshare ve FileFactory bağlantıları aynıdır..
Aynı serilerdeki partları karışık indirebilirsiniz.. Örnek : Part1'i
rapidshare Seri 1 bağlantısından indirdiyseniz, part2'yi Netload seri 1
veya Filefactory Seri 1 bağlantılarından indirebilirsiniz..  [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]  [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]  [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] | |
|
