admin Or General
Mesaj Sayısı : 1266 Rep Gücü : 0 Doğum Tarihi : 01/08/86 Kayıt Tarihi : 15/09/09 Yaş : 38 Nerden : Isparta
| Konu: Pro Evolution Soccer 4 Ptsi Ekim 19, 2009 12:32 pm | |
| | : İstek |
| : Mevcut |
| : Sanal Sürücü |
| : Max Payne |
| : 4 (200 MB) | Oyunculuk tarihi biraz eskiye dayananların kalbinde ayrı bir yeri vardır Sensible Soccer"ın. Ben halen onun kadar iyi bir futbol oyunu yapılmadığını düşünüyorum, her neyse, orası ayrı bir konu. Gerçekçilik iddiası olmayan, grafik olarak bir şey vaat etmeyen, bunun sayesinde "benim makinamda çalışır mı" dertleri bulunmayan "eğlence simulasyonları"nın devrinde tasviri mümkün olmayan zevk pompalıyordu Sensible Soccer, ve kendisi dahil birçok Amiga ve Commodore oyununu özel yapan şey de buydu. Belki de o zamanlar oyunlarla bu kadar haşır neşir değildik, bazı şeyler hakkında bilgimiz yoktu, oyunlarla yeni yeni tanışıyorduk; oyundan bu denli zevk almamızın sebebi belki bu "çömezlik" idi. Ancak bu olayın ruhumuza yarattığı etki ne olursa olsun, ben o günleri özlüyorum, arıyorum.. Kim tahmin edebilirdi ki Sensible gibi bir oyunun tahtı sallansın, ipi çekilsin, hem de çok tecrübeli olmayan bir firma tarafından. Tarihteki her imparatorluğun kuruluş, yükseliş ve gerileme gibi dönemleri vardır, bu yapı her zaman her şekilde kendisini acı şekilde gösterir. Oyun dünyası için de bu farksızdır, hiçbir oyun sonsuza kadar insanlara hitap edemeyeceği gibi kurduğu imparatorluk er ya da geç çökecektir. Electronic Arts tarafından yapılan FIFA, 94 yılında çıkıp kendine has bakış açısı ve oynanabilirliği ile büyük yankı uyandırmıştı. Sensible World of Soccer yapımcıları, oyunda revizyona gitmeyip eskiyi makyajladıkları içinse çok geçmeden FIFA tarafından ölüm fermanının imzalandığının farkına varacaktı. Sensible Software bu durumu daha fazla kabullenemeyip kapandı, bünyesinde çalışanlar ise EA"in saflarına katılarak FIFA"nın gelişimine katkıda bulundular. Devler arenasında tek dev olma duygusunun verdiği gazla EA, FIFA 98 ve 99"da çok başarılı yapımlara imza attı. 2000"inci FIFA (?) da gayet iyiydi, ancak sonrasında gelişen olaylar EA açısından hiç de hayırlı olmayacaktı. Konsollardaki Winning Eleven muhabbetleri EA"in sinirini bozuyor, bozulan sinirin verdiği hırçınlık daha kötü oyunlar yapmasına sebep oluyordu. Devler arenasında tek dev değildi artık, konsolları ele geçirmiş güçlü bir rakibe sahipti FIFA. Ancak Konami PC pazarına çok fazla girişmemiş, kendini konsollarla kısıtlamış bir firmaydı; ve bunun verdiği rahatlık ile EA, Sensible Software"in kapanışından kendine ders çıkarmayarak yeni FIFA"larda sadece makyözlük görevini üstleniyordu. Birkaç ufak değişiklik ile her sene hem FIFA"yı, hem de oynayanların gözlerini boyayan EA en büyük darbeyi baktığı ancak göremediği düşmanından; Konami"den yiyecekti. Winning Eleven"ı Avrupa için Pro Evolution Soccer adında sunan Konami, tatlı gelen PC pazarınından bir ısırık daha almak için 3. oyununu PC"ye çıkardı. Konsollarla ilgisi olmayanların bu sessiz bomba karşısında nutku tutulmuştu, hayatlarında bu kadar gerçekçi bir futbol oyunu oynamamışlardı! Hayır, bu bir futbol oyunu değildi; bu olsa olsa futbol "simulasyonu" olabilirdi. FIFA mı? O ne ki? Heh. Beklenen son EA"in başını çok ağrıttı. FIFA 2005 ile şansını denemek üzere yapımcı, hummalı bir çalışma içerisine girdi. PC pazarının tadını seven Konami ise 4. oyunla yoluna tam gaz devam edecekti. FIFA 2005, öncekilere oranla daha iyi bir oyundu, en azından yapımcıların bu büyük rakip karşısındaki yaptıkları kayda değer gelişmelerdendi; fakat bu da üstü kat kat makyaj dolu bir yüzü güzelleştirmeye yetmiyordu. Derken beklenen an sonunda geldi, Pro Evolution Soccer 4 bombası PC"lere düştü. FIFA 2005 mi? O ne ki? Winning Eleven 8 ile Japonya"yı kaplayan salgın hastalık, Pro Evolution Soccer adı altında Avrupa"ya bulaştı. PC versiyonunun konsoldakinden tek farkı grafiklerinin geliştirilmiş olması olduğundan dolayı oyunu konsolda hiç görmemiş olanlarınız için anlatacağım, oyunu PC"de görenler içinse sanıyorum ne desem boş; zira Pro Evolution Soccer 4 oynamaktan bu yazıyı okuyabileceklerini sanmıyorum. Pro Evolution Soccer 3"ten bu yana büyük ölçüde geliştirilen grafikler gerçekten göz alıcı duruyor. Statların atmosferi, meşaleler, konfetiler, ışıklar, stat zemini.. Hatta FIFA"dan görüp sevdiğimiz maç içinde oyuncuların üst ve başının çamurlanması olayına da girilmiş. Oyuncu yüzleri de detaylandırmadan nasibini almış. Konsoldakinden çok daha fazla sayıda poligona sahip oyuncuların tipik özellikleri de -Cristiano Ronaldo"nun enteresan küpeleri gibi- detaylı bir şekilde oyundaki yerini bulmuş. Ancak bundan çok daha önemlisi, bütün bu detaylandırma ve yüksek çözünürlük PES3"teki yavaşlık sorunsalına takılmadan yoluna devam ediyor. Konsoldaki PES4"ü oynayanlarınız bilir, 5-6 kişi bir araya geldiği zaman oyun yavaşlıyor, frame sayısı düşüyordu; kısacası Playstation 2 bu oyunu "kaldıramıyordu". PC"ye eskisinden çok daha iyi bir şekilde uyarlanan oyunda böyle bir sorundan eser yok. Velhasıl kelam, Playstation 2"nin sabit çözünürlüğü olan 800x600"ün fazlasıyla üstüne çıkabildiğiniz oyundaki yumuşak ve göz alan grafikler ilk dikkat çekenler arasında. Az önce belirttiğim gibi oyun PC"ye çok daha iyi uyarlanmış. Önceki oyun PS2 için çıktıktan sonra alel acele PC"ye uyarlanmıştı, bu yüzden de sorun katsayısı tavana vuruyordu. PES4 ise sanıyorum en başından itibaren hem konsola, hem de PC"ye geliştirilmekteydi. Her ne kadar böyle düşünsek de oyun yer yer PES3"ü aratmayan uyarlanamama sorunlarına sahip. Öncelikle menülerde x"e basın, üçgene basın vb. gibisinden yerlere rastlamak mümkün. Konami"nin bu konudaki mantığını bir türlü aklım almıyor, çok mu zor ki bir fare koyup adam gibi bir menü yapmak? Aslında bazı menülerde fare imleci yer alıyor, ancak oyunun bir önceki menüde x"e basın demesi, ardından da fare koyup beni seçim yapmaya zorlaması dengesizliğini gözümüze sokuyor adeta. Önceki oyunda yukarıdan aşağı doğru menüye sahipken PES4, yatay bir menü ile karşımıza çıkıyor. Ancak şunu söylemeliyim ki PES3"ün menüsü her ne kadar karmaşık ve PS2 kırması olsa da çok daha estetik ve şık duruyordu. Dengesizliği bir tarafa, menüler çok daha kapsamlı hale getirilmiş PES4"te. Emekleyen bir takımı kollarından tutup kaldırmak için uğraş verdiğiniz Master League kısmında oyuncularınızın yeteneklerinin zamanla değişimi küçük bir kısımda size bildiriliyor, siz de buradaki rakamlara göz atarak gözlerinden ışık saçan oyuncularınıza daha çok 11"de bulunma şansı verebiliyorsunuz. Sadece master league"de değil, hemen her menü yeni özellikleriyle karşınıza çıkıyor. Nispeten daha kolaylaştırılan transfer kısmında yeni yetenekleri sıralama, belirli alanlar için oyuncuları sıralama gibi gözcülerinize görev verebiliyor ve tek celsede oyuncuyu saflarınıza katabiliyorsunuz. Gel gelelim mevzubahis konuda para yerine puan sistemi kullanıldığından transfer sistemi, gerçektekinden kilometrelerce uzakta bir yere sahip. PES4, menülerinden tutun transferlere kadar bir Football Manager derinliği içermediğinden genel olarak içeriği idare eder düzeyde. Fakat PES4 bir menajerlik oyunu değildi sonuçta, değil mi? Pro Evolution Soccer"ın FIFA"ya karşı üstün gelemediği ender noktalardan isim hakları konusunda bu sene de FIFA 2005 galip çıktı. PES3"tekinden daha fazla oyuncu ve takımın isim hakkının alınacağının duyurulması üzerine umutlanmıştım, ancak açıkçası oyunda umduğumu bulamadım. Her ne kadar çoğu ülke takımı tamamen gerçek şekilde karşımıza çıksa da efsanevi kaleci Kahn"a Kalm, Van Der Sar"a Farzel Haar denmesi oyunu trajikomik bir şekle sokuyor. Bunun dışında çok az klübün isim hakkı alınmış, alınmayanların ise oyuncularının isim hakları alınmış. Biraz kafa karıştırıcı bir durum bu, oyunda da bu konuda tam anlamıyla bir karmaşa ve yarımlık seziliyor. PES5"te bu sorun giderilirse karşılaştırmakta olduğumuz FIFA ismini zikretmeye lüzum kalmayacak. Neyse ki tüm bu komikliği gerçekçi bir hale sokmak bizim elimizde. Oyunu oynamaktan başını kaldırıp da kim kafa patlatır, bilemiyorum ama edit menüsünde oyuncuların isimlerinden yaşına, yeteneklerinden ayakkabısına, ayakkabı bağından ayak tırnağına kadar neredeyse her şeyiyle ilgilenebiliyorsunuz. Bu sayede patlatılan kafalar, gerçekçi ve güldürmeyen bir oynanış olarak geri dönüyor. Sıra geldi yazının başından beri satırlara dökmeyi sabırsızlıkla beklediğim o muhteşem anlara; maç ekranı! Maçları nereden anlatmaya başlayacağımı bilemiyorum, fakat sanırım bodoslama girişmek uygun olacaktır; mükemmeller! Oyuncuların hareketleri, sahaya dağılışları, duruma göre pozisyon almaları ve TV"den fırlama animasyonları ile Pro Evolution Soccer 4"ü futbol "simulasyonu" yapan bu gerçekçilik, sadece topun gidişine bakarak dahi anlaşılabilir. Muazzam fiziklere sahip oyunda FIFA"daki top görünümlü balondan eser yok. Birebir pozisyonlarda rahatça görebileceğiniz fizik motoru nasıl bir zekanın ürünüdür bilemiyorum ancak bu dahiyane sistem, her pozisyona uygun ve tamamen gerçekçi animasyonu seçerek oyunu futbol oyunundan "simulasyona" taşıyor. Küçük görünmesine karşın işlevi büyük olan bu sistem aslında PES"in FIFA"yı ezmesini sağlayan. Top ve futbolcuların fizikleri ile animasyonları arasındaki bu muhteşem uyum FIFA"nın ipini çeken. Ne yazık ki maç ekranları her şeyiyle 4-4"lük değil; hakem ve spiker gibi maçların şahaneliğine gölge düşüren birtakım faktörler var. PES3"te kırmızı karta karşı sempatizanlığı bulunan sadist hakemin bu oyunda da dengesizlikleri sürüyor. Faul bile olmayacak bir pozisyona sarı kartını çıkarabilen (veya ben maçın verdiği gazla bariz bir faulü göremedim) ya da ayakları yerden kesilen bir futbolcuya yapılan muameleyi "kız oyunu mu bu?!" diyerek değerlendiren hafiften yarım akıllı bir hakem var PES4"te. Özellikle son dakikalara doğru -maç heyecanının tavan yaptığı zamanlar- verdiği kararlarla sizi çıldırtan hakem, klavyenizi hırpalamak ve monitöre kafa atmak gibi trajik olaylara sebep olabiliyor. Her ne kadar kötülesek de hakem hepten saçmalıyor değil, en azından verdiği kararlar PES3"tekilerden daha oturaklı. Son adama yapılan müdaheleyi kesinlikle affetmeyip kırmızı kartını suratınıza yapıştıran hakemin verdiği avantaj kararları da daha mantıklı. Avantaja bırakılan bir topu oyuncu kaybederse hakem faulü vererek avantajın dezavantaj olmasını engelliyor. Belki benim maçlarımda olmuştur sadece, bilemiyorum, ancak çoğu sefer çok düdük çalarak oyunu durduruyor gibime geldi. Hakemin yapay zekasını programlayanlara İngiliz maçlarını izlemelerini tavsiye ediyorum. Maçların kalitesine gölge düşüren unsurlardan bir diğeri ise spiker ve yorumcular. Kısa bir pası "uzun bir atış" olarak nitelendiren, kaleye en az 5 metre farkla giden bir atışa "çok az farkla dışarıda sayın seyirciler" diyen, buna karşılık aynı zamanda "amma yukarıdan attı ha" diyen diğer yorumcu ile spikerlerin olmayan uyumunu izlemek çok keyif veriyor. Şansal ile Erman hocanın birlikteliğinden dahi daha fazla insanı güldüren, güldürürken de düşündüren (?) oyunun bu özelliğinin aslında ne kadar kötü olduğunu gülme seansı bittikten sonra anlayabiliyorsunuz. Ve yine anlıyorsunuz ki hiçbir yorumcu Erman hoca kadar komik olamaz. Yeni hareketler oyuna hem estetik, hem de gerçekçilik getirmiş. Çeşitli tuş kombinasyonları ile karşınıza çıkan onlarca hareket ile daima yeni bir şeyler keşfediyorsunuz, ve daha çok keşfettikçe bir maçın diğerine kesinlikle benzemediğini görebiliyorsunuz. Oynadıktan 6 ay sonra bile yeni şeyler görebildiğiniz dipsiz kuyu PES"e karşılık 1 hafta, bilemediniz 10 günde rutinleşen FIFA"nın ne kadar iyi olduğunu ise daha iyi kavrayabiliyorsunuz. Hareket kombinasyonlarını kısaca sıralayacak olursak: Kornerler: Normal atış: D Falsolu atış: Sağa veya sola ok (falso vermek istediğiniz yöne göre) Yerden atış: D + aşağı ok Orta yüksekten atış: D + yukarı ok Yerden kısa korner: X Paslar: Normal pas: X Derinlemesine pas: W Havadan uzun pas: D Yerden uzun pas: X"e birkaç saniye basılı tutun Uzun derinlemesine pas: W"ya birkaç saniye basılı tutun Serbest vuruşlar: Normal vuruş: A Çok sert atış: A + yukarı ok Çok zayıf atış: A + aşağı ok Sert atış: A + C Zayıf atış: A + E Falsolu atış: Sağa veya sola ok İki kişili serbest atış: F1 - ikinci kişiyi seçme İkinci kişi atış: Q + pas veya şut İkinci kişinin topun üstünden atlaması: R3 (bu tuşu Options-Button Configurations"tan kendiniz ayarlayabilirsiniz) Bunların dışında serbest vuruşlarda kaleciyi öne çıkarmak için W"ya basmanız gerek. Taç atışları: Kısa atış: X Uzun atış: D Derinlemesine atış: W Takım savunması: Oyuncuların zıplaması: A Oyuncuların durması: X Oyuncuların ileri doğru zıplaması: D Oyuncuların ileri çıkıp zıplamaması (hehe): D + X Bu tuşları iyi bir şekilde ezberleyebilirseniz, ve dahası, maç içerisinde yeri geldiğince kullanmayı başarabilirseniz sizi 6. zorluk seviyesi dahi tutamaz. Oyunu oynayanların şaşıracağı bir nokta var, oyunda 6 adet zorluk seviyesi yok. Aslında var, ancak oyunun başlangıcında 5 zorluk seviyesi seçilebiliyor. Master league"de kazandığınız maç ve kupaların sonucu başarınızın oyun yansıması olan puanları Options bölümündeki PES-Shop"ta gönlünüzce harcayabiliyorsunuz. Efsanevi oyunculardan tutun da gizli takımlara, saç stillerinden tutun da stadyumlara kadar pek çok gizli kalmış özellikleri ortaya çıkarabiliyorsunuz. Gayet tabii ki 6. zorluk seviyesini de buradan açabiliyorsunuz. Kalp sağlığınız için 6. zorluk seviyesini pek tavsiye etmem, 1-0 galip durumdayken uzatma dakikalarında gol yemek fena koyuyor çünkü. Az önce bahsettiğim tuşları pratik yapmak için yaratılmış Training kısmını da ziyaret ederek kendinizi geliştirebilirsiniz. Basitçe goller atarak zevk alırken çaktırmadan size bir şeyler öğreten oyunun başarısı da bu sayede ziyadesiyle anlaşılıyor. Pro Evolution Soccer, konsollarda yarattığı futbolsal devrimin (?) ardından PC"ye de bomba gibi düştü. Geliştirilmiş grafikler ile gözlere hitap eden oyunun port edilme, isim hakları, hakem ve spiker gibi sorunları halen bulunsa da, bu sorunlar kralın tacını elinden almaya yetecek kadar büyük değil. Eski oyundan çok daha rahat çalışması ve Playstation"daki yavaşlama sorununun ortaya kaldırılması cabası. Rakipsiz sayılabilecek PES4 tüm mükemmelliğini koruyarak oynayanları esir almaya devam ediyor. FIFA mı? O da ne ki?
İşletim Sistemi: Windows 98SE/ME/2000/XP İşlemci: Intel Pentium III 800mhz (Athlon/Duron/Celeron) RAM: 128 mb RAM Ekran Kartı: NVIDIA GeForce 3 /r ATi Radeon 8500 Network (TCP/IP 64kbps) HDD: 800 MB Link Kodu: [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Link Kodu: [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Link Kodu: [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Link Kodu: [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Link Kodu: [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] | |
|